Ruhsuz binalar
Yazının başında bir olayı hatırlatmak istiyorum sonrasında devam edeyim.
"Minareliköy’de Şehit Mehmet Emin Caddesi üzerinde saat 21.15 sıralarında meydana gelen trafik kazasında 35 yaşındaki A.M hayatını kaybetti.
Polis Basın Subaylığı’ndan verilen bilgiye göre, F.A (E-37) yönetimindeki ZD 122 plakalı motosiklet ile kuzey istikametine doğru seyrettiği esnada sola meyilli viraja geldiği zaman direksiyon hâkimiyetini kaybedip, yolun sağından çıkarak bir ikametgâhın bahçe duvarına çarptı.
Kaza sonucu motosiklette yolcu olarak bulunan A.M (E-35) olay yerinde yaşamını yitirirken, F.A ise yaralandı ve tedavisi devam ediyor."
Çok üzücü, hazin, bir o kadar da ibret verici bir olay.
Hayatını kaybeden insanımıza rahmet, ailesine sabır, yaralı insanımıza da sağlık diliyorum.
Motosiklet sürücüsü F.A mahkemeye çıkarıldı.
“Yargıç Nuray Necdet, zanlının yurt dışına çıkışının yasaklanmasına, haftada bir gün ispat-vücut yapmasına, 100 bin TL nakit teminat yatırmasına ve iki kefilin 500'er bin TL kefalet senedi imzalamasına emir verdi.”
Amacım, kimsenin acısını hatırlatmak, bir elim olayı yeniden yaşatmak değil.
O yüzden isimleri kullanmadan, sadece baş harflerini yazıyorum, çünkü geleceğim yer başka.
F.A mahkemeye çıkarılırken dikkatinizi çekti mi bilmem.
Kazadan dolayı yaralı ve yürüyemeyecek durumda olduğundan, tekerlekli sandalye ve sonrasında koltuk değnekleri ile mahkeme salonuna getirildi.
Ve mahkeme binasının fiziki olarak bir engellinin, tekerlekli sandalyelinin kullanmasına uygun olmadığı için yakınları tarafından sandalye ile beraber kaldırılarak salona getirilebildi.
Bu çağda bu manzara doğru mu, bize yakışan bu mu?
Hangi kamusal alanda, vatandaşın tümü kullanıcı olarak kabul ediliyor ve kolayca hizmet alıyor.
Pek çok kamu binasında park yeri yok, engelli girişi, rampası, hele asansör hiç yok, böyle bir alışkanlık, uygulama, zorunluluk yok.
Bu mu sosyal devlet, devleti geçtim özel hizmet veren kurumlarda da durum hemen hemen aynı.
Hangi özel banka engelli insanlar için bir uygulama düzenleme yaptı, yeni yapılan binaların kaç tanesinde bu uygulamalara yönelik alınan önlem var.
Sadece bina yeterlimi, elbette değil, bina sadece duvar, işin esası ruh, o ruh da binalara hayat veren insanlar, uygulamalar, üretilen iş.
KKTC bu ihtiyaçlara karşılık verecek maddi kaynağa sahip mi?
Evet, sahip, kamu maliyesi, alacağını düzgün, verimli, zamanında alsa ve önceliği bunlara verse, hepsi değilse bile önemli bir kısmı giderilir.
Yıllardır konuşuluyor, yeni hastane, yüzlerce yatak kapasiteli, onlarca oda ve yeni altyapı.
Bununla bitmez, iç donanım ve tabi ki işini seven çalışma ortamı rahat huzurlu personeller.
Yeni Cumhurbaşkanlığı, Meclis binası ve yapımına başlanan yeni mahkeme binası.
Her türlü eleştiriye katılırım, yazdım, söyledim, önceliklerimiz başka, her fırsatta altını çizdim.
Ama oldu, yapıldı, bitti.
Şimdi ruhunu vermek gerek.
Çalışmak, çalıştırmak, Meclis'in görevini, halkı temsil, yasama, irade, günümüzü yasalar anlamında yakalama, güncelleme, kısaca verimli çalışma.
Bina, sırf duvarlar ve simgesel bir beton yığını olmasın, ruhu olsun, saygınlığı, itibarı, tam anlamıyla toplumu temsiliyeti olsun.

Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.