Ne söylenir, ne yazılır ki?

Yayın Tarihi: 06/02/24 07:00
okuma süresi: 6 dak.

Bugün 6 Şubat. O talihsiz günün yıl dönümü. Evlatlarımızın depremde can verdiği o kara gün. Ne yazılır ne söylenir ki böyle günlerde. Hayatım boyunca cenazelere gidip taziye bildirmek hep zoruma gitmiştir. Ölüm öyle bir meseledir ki empati de yapamazsınız, çünkü ne ölen sizsiniz ne de cenaze sahibinin yerinde sizsiniz. Depremde hayatını kaybeden evlatlarımızın ve ailelerinin durumu çok daha kötü. Bir değil beş değil on değil ki hayatını kaybeden. Koskocaman bir sınıf öğrenci hocaları ve aileleriyle birlikte hayatını kaybetti.

Bugün tam bir yıl oldu. Ne kadar çabuk geçtiğini fark ettim. Ama anneler babalar özellikle anneler her gün sosyal medyada onlarca fotoğraf ve mesaj yayınladılar. Tek dertleri adaletin yerini bulması; giden evlatları geri gelmeyecek belki ama İsias Oteli’nin sahipleri hak ettiği cezayı almaları gerekiyor. Bu ceza ağır bir tesellidir.

Çocuklarını depremde kaybeden ailelerin kimisi çok yakın arkadaşımız, kimisini gıyaben tanıyoruz, kimisini ise bu olaydan sonra tanıdık ve öğrendik. Mahkeme süreci başladı biliyorsunuz. Teknik bir dava olduğunu söylüyorlar. Mahkeme son derece hassas bakıyor bu davaya, bu nedenle ben de umutluyum dava sürecinden.

İnşallah otel sahipleri gereken cezayı alacaklar ve adalet yerini bulacak.

****************

Ne kadar ekmek, o kadar köfte…

Şubat ayına girdik. Ocak sonu herkes maaşını zamlı aldı ve sevindi. Hayat pahalılığı % 50,31 artarken asgari ücret yaklaşık % 52,41’lik bir artışla 24 bin lira oldu. Fotoğraf güzel mi? Güzel. Herkes mutlu ama çok acımasız bir gerçeğimiz var, o da hayatın aşırı pahalı olması. Merak ediyorum İstatistik Kurumu ocak sonu hayat pahalılığını kaç olarak açıklayacak. Bu ocak ayı ki içerisinde % 7’lik elektrik zammını kapsıyor, Ocak ayı ki içerisinde % 25 ilaçların zammını kapsıyor. Şubat ayı da ocak ayından farksız geçecek. Bakın ekmek 15 lira oldu, hükümet bir bakanlar kurulu kararı açıklayarak ekmeği 12 liraya düşürdü ama kimse hükümetin kararını dinlemedi. CTP Milletvekili Devrim Barçın bir ekmek alarak fişini sosyal medyadan paylaştı ekmek 15 lira, sonra Ekonomi Bakanlığı ile fırıncılar anlaştı ve ekmek 13,5 lira oldu. Çünkü fırıncıların girdi maliyeti yüksek. Unutmadan şubat ayında akaryakıt da zamlandı. Benzine o kadar binmedi ama dizele yaklaşık 2 liralık bir zam yapıldı ki bu zam en fazla ulaşımcılarla, çiftçileri rahatsız edecek. Ne oldu da zamladılar bilmiyorum. Biz Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu’nun fiyat istikrar fonundan akaryakıt zammını sübvanseye ettiğini sanıyorduk. Para mı kalmadı yoksa gabsalı mı verdiler bilmiyoruz, onu da artık Bakan Amcaoğlu açıklayacak.

Demem o ki Ocak ayı sonunda herkes sevinmesine sevindi ama başta marketler olmak üzere birçok emtia ciddi anlamda zamlandı. Yeni hayat pahalılığı dört ay sonra belirlenecek. Yani Nisan sonunda belirlenecek mayıs ayı sonunda maaşlara yansıyacak. Açıkçası ben % 18-20 arası olacak diyordum kendi kendime ama dört aylık hayat pahalılığı muhtemelen daha yüksek çıkacak ve % 25-27’leri göreceğiz. Yani bir başka deyişle 2024 yılının enflasyon açısından 2023 yılından bir farkı olmayacak. Belki sevineceğiz maaşlar arttı diye ama öte yandan da hayat aşırı pahalı olmuş olacak.

Şüphe yok ki bu sürdürülebilir bir durum değil. Geçtiğimiz haftalarda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı kadim dostum Sadık Gardiyanoğlu bakanlar kurulunda marketlerin denetlenmesi için sert kararlar alınacağını açıklamıştı; gelin görün ki bakanlar kurulundan böyle bir karar çıkmadı. Çıktıysa da biz bilmiyoruz çünkü kimse açıklamadı. Başbakan Ünal Üstel’in de marketlerdeki fahiş rakamların denetleneceği açıklaması geldi ama ne oldu ne kaldı hiçbirimiz bilmiyoruz. Denetleme yetkisi Ekonomi Bakanlığı’na bağlı olan Ticaret Dairesi’nde. Bazı iş insanlarından iş yerlerinin denetlendiğini duymuştum ama önemli olan büyük marketler yani halkın gıda satın aldığı büyük alış veriş merkezlerinin denetlenip denetlenmediği meselesidir.

Serbest piyasanın insafına vatandaş terk edilemez. Bu son derece yanlıştır. Şu an yapılan ne yazık ki o. Anlayacağınız dostlarım maaşlar evet arttı hem de güzel arttı ama aldığınız paralar aşırı zamlanan ürünleri almaya yine ancak yetecek. Dediğim gibi bu bir kısır döngü. Nisan sonu maaşlar tekrar artacak bu artışla tekrardan ürünler zamlanacak ve sonuç olarak KKTC maaşları yüksek ancak geçinmesi zor bir ülke haline gelecek.

Hükümet bir an önce serbest piyasaya müdahale etmeli, marketler ve tüccarlar fiyat konusunda denetlenmeli, hükümet marketlerde satılan ürünlere bir kar payı oranı belirlemeli. Örneğin bu % 25 olmalı daha fazla olmamalı. Tüccarın ve marketçinin ciddi karlara çalıştığını marketler arası ciddi fiyat farklarından anlayabiliyorsunuz. Hep bu örneği veriyoruz. A marketteki bir ürün 114 liraya satılırken B marketteki aynı ürün 84 liraya satılabiliyor. Bu kadar ciddi indirim yapılabildiğine göre siz varın anlayın ne kadar karla çalışıyorlar. İşte bunların denetlenmesi ve fiyatların aşağı çekilmesi gerekiyor.

Akaryakıtın ve özellikle elektriğin sübvanseye edilmesi gerekiyor. Her yıl yaklaşık % 80 zamlanan seyrüseferlerin bu yıl daha az zamlanması gerekiyor. Aksi takdirde maaşlar artar, asgari ücret artar ama piyasadaki ürünler de beraberinde artar ve KKTC yaşanılmaz bir yer olur.

*******************

Günün Sözü

Birisi için önemliysen, her durumda senin için zaman yaratır. Bunun dışındaki her şey bahanedir.

Charles Bukowski

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları