Hapis çözüm değil...

Yayın Tarihi: 11/07/24 07:00
okuma süresi: 5 dak.

Bilmem farkında mısınız ama kaşla göz arasında bir yasa geçti Meclisten. Artık ölümlü bir trafik kazasına karıştığınız takdirde 7 yıl değil 14 yıl hapis istemiyle karışılacaksınız. Ölümlü trafik kazası bugün hepimizin başına gelebilir. Alkollü araç kullanıyor olabilirsiniz süratli araç kullanıyor olabilirsiniz ve diyelim ki gerek alkollü gerekse süratli araç kullandınız ve bir ölümlü kazaya karıştınız. Hiç şansınız yok 14 yıl hapislik üzerinden yargılanacaksınız. Peki ya önünüze tehlikeli bir şekilde atılan bir yayaya çarpmanız ve yayanın ölmesi halinde yine mi 14 yıl üzerinden yargılanacaksınız. Koskoca 14 yıl, bir insan ömründe şaka değil.

14 yıl bir insan ömründen çalınması az bir süre değil. Açıkçası ben verilen hapislik cezalarının çözüm olduğuna inanmıyorum ve bu kadar yüksek hapislik verilmesinin ölümlü kazaların önüne geçeceğine inanmıyorum. Halbuki polis kontrol sayısını artırsa ve alkollü araç kullananların ehliyetine el koysa bu sorun çözülecek. Hatta alkollü araç kullananlara kısa süreli hapislik verilse bu da caydırıcı olacak. Dahasını söyleyelim; koy polisi meyhanelerin çıkışına bakalım kim içki içebiliyor. Topla arabaları koy bir tarlanın içine aylarca araçsız kalsın alkol kullanan bakalım ne olacak. Yoksa ölümlü kazalara hapisliği artırmakla bir sonuca varamazsınız. Yedi yıl da az bir süre değil insan hayatında. Yedi yılda da bir insan rehabilite olabilir ama sen bir vatandaşı 14 yıl hapse attığında hayatının neredeyse altı da birini elinden çalıyorsun. Ne ölen geri geliyor ne de geride kalan hayır ediyor.

Alkollü araç kullanıyoruz. Polisin yaptığı genel kontrollerde alkolle yakalanan çok. Bu da sürat gibi istenilerek işlenen bir suç. Kardeşim sen mademki yarım şişe rakı içeceksin neden direksiyon başına geçiyorsun. Ya taksi al eve git ya da bir başkası sürsün arabayı. Gece gerçekleşen kazaların çoğunda sürücünün alkollü olduğunu polis rapor ediyor. Alkol varsa dikkat yok demektir. Dikkat yoksa da kaza yapmanız an meselesidir. Kaç kişi direksiyonda uyudu ve kaza yaparak öldü. Kolay unutuyoruz ama bunlar yaşanıyor.

Polis kontrolleri yapılmalı, bunda hiçbir sıkıntı yok ama gece kontrolleri daha çok yapılmalı. Polis devriye gezmeli, daha çok geceleri yollarda polis olmalı ve artık trafik dersinin okullarda okutulması gerekiyor. Belki bir nesli eğitebilirsek ölümden ve öldürmekten kurtarabiliriz.

Evet son zamanlarda ölümlü kazalar çoğaldı. Bunları temelinde acelecilik, sürat ve dikkatsizlik yatıyor. Nedir bu acelecilik. Sürücü acele ederse sürat yapar ya sizin dikkatsizliğiniz ya da başka bir sürücünün dikkatsizliği sonucunda kaza yaparsınız ve eğer süratliyseniz büyük olasılıkla ölümle biter bu kaza, sonra gelsin hapis cezası sonra gelsin vicdan azabı.

Daha dün eve giderken bir baktım aynadan iki BMW yarış yapıyorlar. Ben sağ şeritteyim başka bir araç önümde sol şeritte. İki spor araba bizleri geçerek süratli şekilde geçip gittiler. Ya bir yaya atılsa ya karşılarına bir başka araç çıksa; al sana kaza işte. İşin içinde sürat da varsa ya yaralanma olacak ya da ölüm olacak. Neden bu insanlar hızlı sürüyor? Ne aceleleri var? Hemen hemen her gün kazalara şahit oluyoruz; haberlerde hemen hemen her gün okuyoruz ama kimse akıl koymuyor.

Eğer araç hızlıysa durmaz ve o hızla çarptığınız başka bir arabada mutlak ölüme neden olabilirsiniz, bir anlık süratli araç kullanmanın sonucu cezaevi. Artık cezaevine girdikten sonra nasıl bir insan olarak çıkarsınız o da ayrı bir konu. Allah kimseyi cezaevine düşürmesin.

****************

Günün Sözü

"Aynı kâğıdın arka ve on yüzleri gibiyiz. Sonsuza dek beraber; ama hiçbir zaman birbirlerini görmeyen."

Aziz Nesin


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları