Değersizleşiyor… YALNIZLAŞIYORUZ

Yayın Tarihi: 02/08/24 07:00
okuma süresi: 5 dak.

Her geçen gün Kıbrıslı Türk yatırımcılar dükkan kapatıyor. İş yerleri satılıyor marketler mağazalar kapanıyor. Yerine Türk yatırımcılar geliyor yerleşiyor. Türk yatırımcı gelmesin mi gelsin, gelsin ama Kıbrıslı Türk yatırımcılar da hayatına devam etsin.

Emlak satışlarında da aynı durumdayız. Binlerce daire satılıyor. Kim alıyor bu daireleri?  Yabancılar, Kıbrıslı Türklerin ev alması artık hayal. Tanesi 100 bin sterlinden kimse daire alamaz. Yabancılar ekmek alır gibi ev satın alıyor. Koçanlar tapular el değiştiriyor. Birileri aşırı zengin olurken birileri aşırı fakirleşiyor. Devlet daha yeni yeni uyanıyor ve koçan devir paralarını artırıyor. Kıbrıslı Türk gençler artık hiçbir şekilde ev sahibi olamaz.

Buradaki asıl önemli konu da şu; yabancılar ev sahibi olurken Kıbrıslı Türkler kendi ülkelerinde ev satın alamaz hale düşüyor. Alın size bir başka umutsuzluk. Siyasiler nutuk üzerine nutuk sallıyor. Sözüm ona her şey Kıbrıslı Türkler için. Zaten kaç kişi kaldık ki bunun içinde. Hızla azalan bir nüfusa hızla fakirleşen bir nüfus ekleniyor.

Kıbrıslı Türkler kendi elektriklerini üretemiyor, kendi havalimanlarına kavuşamıyorlar ve kendi ülkelerinde kendilerine ev alamıyorlar.

Bu iş hepimiz biliyoruz ki artık kontrolden çıktı. Gençlere yazık oluyor hem de çok.

Sonuç olarak biz Kıbrıslı Türkler bu ülke de artık misafir olduk. Bize ait olan hiçbir şey aslında bizim değil.

Ev sahibi konumundan çıktık misafir konumuna düştük. Hala nutuk sallıyoruz. Vatandaşın bu nutuklara kulak astığı yok.

Her geçen gün fakirleşiyor ve yalnızlaşıyoruz. Azala azala her anlamda yok oluyoruz.

Aslında bütün mesele bu...

Hep yazıyorum yazacağım; fiyat istikrar fonu. Bu fonda para toplarsanız bu zamları sübvanseye edebilirsiniz. Bu fonda kimine göre para var kimine göre para yok.

Örneğin akaryakıt zammı ile elektrik zammını sübvanseye edebilirsiniz. Hükümet bir süre akaryakıtı sübvanseye etti sonrasında serbest bıraktı; iki zam yedik ülke olarak.

Sırada elektrik bir daha zamlanacak diyorlar. Nereye kadar erteleyebilecekler bekleyip göreceğiz.

Ekonomi Bakanlığı tarafından piyasalar sıkı denetlenmesi gerekiyor. Marketlerin fırsatçılık yapmasının engellenmesi gerekiyor.

Ne yazık ki tüm marketler yapmasa da birçok market sahibi stokçuluktan ciddi kar elde ediyor.

Tüccarlar deseniz aman Tanrım. Pahalılıkta Asıl yılanın başı tüccarlar; onlarda stokçuluk mantığıyla çalışıyorlar ve tüm bu yapı pahalılık söz konusu oldu mu ciddi karlar elde ediyorlar.

En basit örneği verecek olursak, bir paket fasulye rekabet yoksa 81 liradan satılabiliyor ama raflara dört-beş çeşit başka marka fasulye girdiği anda bir bakıyorsunuz bir düşmede beş lira düşebiliyor fasulyenin fiyatı.

Siz tüccarın karını varın bu basit örnekten anlayın. Demek ki isteseler gıda fiyatlarında ciddi indirime gidebilirler. Verdiğim bu örnek tüm gıda çeşitleri için geçerli.

Kıbrıs Türkü adeta çaresizliği oynuyor. Üniversite mezunu binlerce genç Rum tarafındaki otellerde garsonluk yapmak zorunda kalıyor.

İki eşit egemen devlet olmadığımız buradan anlaşılabilir. Üniversite mezunu gençler sırf maaşı daha iyi diye Rum tarafındaki birçok sektörde çalışmak durumunda kalıyor.

Bin 500 avro maaş alacak getirip Türk tarafında bozuğunda iyi bir para geçecek eline. Gençlerde haklı çünkü başka çareleri kalmadı geçinmek için.

Durumlar kötü dostlar hem de çok kötü. Gıdaların ucuzlaması için Hükümetin devreye girmesi gerekiyor.

Temel tüketim maddelerinin ucuzlaması için ve de pahalı olmaması için Hükümetin piyasaları sıkı denetlemesi ve müdahale etmesi gerekiyor.

Eğer serbest piyasadır deyip kendi haline bırakılırsa bir süre sonra kimse alış veriş yapamaz hale gelir.

Devletin kontrol edemeyeceği şeyler olduğu gibi kontrol edebileceği şeyler var ; devlet birçok ekonomik emtiaya müdahale edebilir, etmelidir. Narh uygulamalıdır.

Hükümet kamu maliyesini artıya geçirdiği için Rahat, işte o toplanan paralardan fiyat istikrar fonu da desteklenmeli ve akaryakıt, tüp gaz ve elektrik gibi önemli giderler sübvanseye edilmeli.

Aşırı gıda zamlarının önüne geçilmeli, sebze meyve fiyatları gerekirse ithalatla dengelenmeli.

****************

Günün Sözü

“Bir toplumu tahrip etmenin en etkili yolu, o toplumun parasını tahrip etmektir.”

Lenin


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

omur Isitmez03/08/24 15:59
Cok dogru yazmissiniz.. malesef cok kotu bir durum.. Kibrisli Turkler yakinda yok olur yerini artik hangi ulkelerden geldigi belli olmayan kisiler alir ve almaya devam edecek..Daha bu sabah Rum tarafindaki LIDL a gittim ve on bes tane Kibrisli alisveris ediyor fiyatlar uygun EURO olmasina ragmen! Allah yardimcilari olsun

Erdoğan Fidan02/08/24 10:46
Gökhan Bey; Mevcut atanmış Başbakanı "Başarılı buluyorum" diye yazdığınız geçmiş yazılarınızı hatırlatır ve çelişkilerinizi bitirebilmeniz temenni ederim. Bu yazınızda saydığınız ve yazılmayan onca kötü gidişe rağmen nasıl oluyor da hükümeti (başbakanı) başarılı addediyordunuz, merak ediyorum doğrusu? Şahsi görüşüm ki; Bu hükümet "laf yapma ve seçmeni ikna etme" konusunda başarılı ama icraat konusunda başarılı değil ve hiç bir zaman da olamayacak. En çok üzüldüğüm konu şu; KKTC'de adalet sistemi her geçen gün güvenilirliğini yitiriyor. Belki tüm sorunlar bir şekilde çözülebilir ama "ADALET/YARGI" çürüdüğü zaman çok kötü sonuçlar yaşarız ve bedeller öderiz. Umarım liyakatli hükümetler ve yöneticiler iktidara gelir ve bu sorunların büyük bir kısmı çözülebilir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları