Atatürk Öğretmen Akademisi bir markadır

Atatürk Öğretmen Akademisi (AÖA), bilmiyorum, anlatmaya gerek var mı?

KKTC'nin öğretmen yetiştirme konusunda saygın, köklü, en eski eğitim kurumlarından biri.

Tarihçesine şöyle bir baktım ve bir özetini sizinle de paylaşmak istiyorum;

"AÖA’nın temelleri, 1937-1938 öğretim yılında Güzelyurt’ta “Omorfo Öğretmen Koleji” adıyla atılmıştır.

Bu dönemde Türk ve Rum erkek öğrenciler yatılı olarak eğitim görmekteydi. Giriş sınavının yanı sıra “Ordinary” İngilizce sınavıyla öğrenci kabul edilmekteydi. İlk müdürler İngiliz olup, öğretmen kadrosu Kıbrıslı Türk, Rum ve İngilizlerden oluşmaktaydı. Öğretim dili İngilizceydi.

1958 yılında yaşanan toplumlararası çatışmaların ardından Rum öğrenciler kolejden ayrıldı ve Lefkoşa’da yeni bir öğretmen koleji kurdular.

Aynı yıl, İngiliz yönetimi Omorfo Öğretmen Koleji’ni Lefkoşa’nın Strovolos bölgesine taşıyarak adını “Türk Öğretmen Koleji” olarak değiştirdi. Kolej, 1999 yılında Lefkoşa Dumlupınar bölgesindeki yeni binasına taşındı ve 2000 yılında çıkarılan yasa ile “Atatürk Öğretmen Akademisi” adını aldı.

AÖA, ilkokul ve okul öncesi düzeylerde öğretmen yetiştirmeyi amaçlayan iki lisans programı sunmaktadır. Ayrıca, öğretmenlik sertifikası almak isteyen üniversite mezunlarına yönelik pedagojik formasyon programları da mevcuttur.”

Bir marka, saygın, öğretmenlik mesleğinin merkezi, insan yetiştiren insanları, öğretmenleri yetiştiren yükseköğretim kurumu.

En başta söyledim, altını çizdim, Atatürk Öğretmen Akademisinden bahsediyoruz, daha fazlasını söylemeye gerek yok.

Bu akademiye girmek kolay değil, emek ister, çaba ve her türlü fedakârlık, hiç kolay değil.

Yenilenme, güncellenme, altyapısını güçlendirme, imkânları, mevcut olanakları artırma, en başta bina, daha bilimsel çalışmaların yapılmasına imkân sağlayacak donanımı sağlama, yani daha iyiye götürme, beklentiler bunlarken, daha farklı adımlar atma.

Dün AÖA öğrencileri eylemdeydi, Eğitim Bakanlığı önüne yürüdüler, siyah çelenk bıraktılar.

Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu ile görüştürler.

Peki, bu çocuklar neden eylem yaptı?

Çocuklar dediğim, ilkokul öğretmen adayları, gelecek nesilleri yetiştirecek, ilk eğitimi verecek genç öğretmenler.

Öğretmenlik mesleğinin eğitimini almış, ama bir anda bu kadar emeğin anlamını kaybetme tehlikesi.

Ve öğretmen adaylarının açıklaması;

"AÖA öğrencileri olarak gireceğimiz öğretmenlik sınavının tüzüğünde yapılmak istenen değişikliklerden endişe duyuyoruz. Bu değişiklik öğretmen alımında liyakat ilkesinin zayıflatma, emeği göz ardı etme riskini taşıyor.

Aylarca, yıllarca bu sınavlara hazırlanan bizler için bu durum adaletsiz ve emek eşitsizliği anlamına geliyor.  Talebimiz nettir, şeffaf adil ve emek temelli bir sınav sistemi istiyoruz. Emekle kazanılan hakkın masa başında silinmesine karşıyız.”

AÖA öğrencilerinin endişeleri özetle bunlar.

Eğitim Bakanı Çavuşoğlu, AÖA öğrencileri yaptığı görüşme sonrası şunları dile getirdi;

 “Milli Eğitim Bakanlığı olarak, tüzük çalışmaları sürecinde öğretmen adaylarımızla daha önceden bir araya gelerek onları bilgilendirmemiz gerekirdi. Bu eksiklik, bazı yanlış anlaşılmalara neden olmuş olabilir.

AÖA ve öğrencileri bizim gözbebeğimizdir. Onları üzecek veya mesleki hayatlarında sıkıntıya sokacak herhangi bir davranışı Milli Eğitim Bakanlığı’nın yapma ihtimali yoktur.

Onlara bu konuda söz verdik. Eğitim hayatları boyunca kendilerine olumlu yansıyacak önerilere kapımız açık. Tüzükte yapılacak olası düzenlemeleri karşılıklı anlayış ve saygı içinde, meslektaş dayanışması çerçevesinde ele alacağımızı ilettim.

Bugün güzel bir uzlaşı yaptık. Öğretmen adaylarımıza başarılar diliyorum. Önlerinde uzun bir yol var. Biz mesleğin sonuna yaklaşırken onlar başındalar. Onların mutluluğu için biz katkı yapmaya devam edeceğiz. Geleceğin nesillerini onlar yetiştirecektir.”

Uzlaşı varsa, sorun yoktur, önemli olan da bunu fikir birliği ile yapmaktır.