AHİM kararları ve TMK iç siyasete malzeme yapılmamalı

Yayın Tarihi: 13/06/25 07:30
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Mülkiyet konusu, Kıbrıs'ın her iki tarafında gündem olmaya devam ediyor.

Rum tarafı 2017 yılında yaptığı bir yasal düzenleme ile bugün tartışılan tutuklamaları ve sorununun belirsizliğini daha da karmaşık hale getirdi.

Hukuku, siyasi amaçlar için kullandı, kullanmaya da devam ediyor.

Politik olarak, önemli bir hamledir.

Esas mesele ne amaç edinildiğidir?

Ortada sadece mülkiyet konusunda değil, bir bütün olarak duran bir sorun var.

Ancak sadece 1974 öncesi Rum toplumuna ait mülkler konuşuluyor, sorunun tek kaynağı bu mülklermiş gibi bir ortam yaratıldı.

Kıbrıs'ın tek sorunu bu mu?

Bu konu yanında çözüm bekleyen ve Kıbrıs sorununu besleyen başka başlıklar da bulunuyor.

Elbette gündem de sadece bu mesele olduğu için daha öncelikli, ama Kıbrıs sorununun tek odağı değil.

Rum tarafının mülkiyetle ilgili attığı adımlar, krizden çıkış için bir ivme de yaratabilir.

En azından bu konu özelinde oluşan çıkmazın bir çözüm modeliyle sonlandırılması başarılabilir.

Avrupa İnsan hakları Mahkemesi, Kıbrıslı Rum K.V. Mediterranean Tours şirketinin Türkiye’ye karşı açtığı davanın sonucunu açıkladı.

Tam zamanında, her iki tarafın da üzerinde bir kez daha düşünmesini sağlayan bir karar.

"Diğer Kıbrıslı Rum başvurucular için Taşınmaz Mal Komisyonu, AİHM’e göre halen daha etkili bir iç hukuk yoludur ve Türkiye dava açmazdan önce Kıbrıslı Rumlar TMK yolunu tüketmek zorundadırlar.

Sadece bu başvuru özelinde, TMK önünde 15 yıllık ciddi bir gecikme olduğundan, AİHM’e göre bir insan hakkı ihlali söz konusudur ve bundan ötürü Türkiye’nin tazminat ödemesine hükmedilmiştir.

Başvuranlar, Maraş’ta yer alan tartışmalı taşınmaz mala ilişkin olarak Vakıflar İdaresinin TMK önündeki sürece ilgili taraf olarak dâhil edilmesine karşı çıkmış ve bununla birlikte adil yargılama hakkının ihlal edildiğini, Vakıfların dâhil edilişiyle birlikte malını iade alma ihtimalinin ortadan kalktığını iddia etmişti. AİHM Vakıfların sürece dâhil edilmesinin kendiliğinden bir adil yargılama hakkı ihlali olmadığını, kaldı ki taşınmaz mal hakkı ihlalinin giderilmesinin tek yolunun iade olmadığını vurgulamıştır.”

Kararın özeti bu.

Rum tarafına tutuklamalarla, Türk tarafına TMK'yı daha etkin çalıştırmakla ilgili uyarıcı bir yol gösterildi.

Türkiye'nin tazminat ödemesi beni mutlu etmez.

Mülkiyet sorununun çözüme ulaşmasında TMK'nın önemi, Vakıfların hak iddiası konusuna değinilirken, Türk tarafına görevler yüklendi.

Zamanında cevap verme ve karar alarak, uygulama görevi.

Ve açıklamalardan daha önemlisi gereğinin, hem ekonomik, hem de hukuki mücadele alanında yapılması gerekiyor.

Başbakan Ünal Üstel;

 "Bu zamana kadar, Rum vatandaşlarına, 350 milyon 850 bin sterlin ödeme yapılmıştır.

Sadece 2024-2025 yılında yaratılan fonla 106 milyon 374 bin sterlinlik ödeme yapılmış ve 230 dava sonuçlandırılmıştır.

Diğer bir ifadeyle son bir yıl içerisinde yapılan bütün ödemelerin neredeyse üçte birine tekabül eden bir ödeme gerçekleştirilmiştir."

Yeterli mi, tabi ki değil, devamı için daha hızlı ve tekin çalışmalar şart.

Bir önemli nokta daha, gerek TMK, gerekse AİHM ve kararları, iç siyasete malzeme yapılmayacak kadar önemlidir.

Toplum tarafından sahip çıkılması daha da önemlidir.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları