Ortak nokta “Rum tarafının tavrını görmek”

Yayın Tarihi: 14/11/25 07:30
okuma süresi: 4 dak.

19 Ekim Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra, en çok merak edilen konu, Cumhurbaşkanı Erhürman ve Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın buluşmasıydı.

Seçimden sonra ilk yurt dışı ziyareti Türkiye’ye olur, bu bir devlet teamülü.

Özellikle Kıbrıs sorunu konusunda, hem KKTC hem de Türkiye’nin politik duruşu, atacağı adımlar, yeni bir dönemi mi getirecek, yoksa yeni dönem de farklılıklalar mı olacak?

En çok merak edilen konu buydu, yani Türkiye Kıbrıs’ta iki ayrı devlet politikasına devam mı edecek, yoksa Tufan Erhürman’ın Cumhurbaşkanı olmasıyla beraber, yeniden federal çözüm yoluna mı dönülecek?

Günelerdir beklenen görüşme dün gerçekleşti, bu görüşmenin geciktiğine dair tartışmalar yapıldı, bu gayet doğal, bu gecikme ön görüldüğü için Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı bazı açıklamalarda yurt dışı gezilerine ve programına dikkat çekmişti.

Elbette baş başa ve heyetler arası yapılan görüşmeler de çok daha detaylar vardır.

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’la yapılan görüşme de son derece önemlidir.

Bu görüşmelerin önemi mutlaka ki en başta Kıbrıs sorununa ilişkin yol haritasıdır.

İki Cumhurbaşkanı görüşme sonrası yapılan ortak basın toplantısında, son derece olumlu, diplomatik ve görüşlerin farklı noktaları olsa da ortaya koyma şeklinin nezaketi ile konuştu.

Yapılan söylem ve açıklamalarda, ortak nokta şuydu, Rum tarafının pozisyonunu görmek ve ona göre hareket etmek.

Cumhurbaşkanı Erdoğan;

“Kıbrıs meselesine en gerçekçi çözümün Ada'da iki devletin bir arada var olmasından geçtiğine inanıyoruz.

Rum tarafı Kıbrıs için çözümü, bugün hiçbir hükmü kalmamış ortaklık devletinde Kıbrıslı Türkleri azınlık konumuna indirgemekte görüyor.

Cumhurbaşkanı Erhürman’ın Rum tarafına verdiği mesajlarda Kıbrıs Türkü'nün egemen eşitliğinden taviz verilmeyeceğini vurgulamasını isabetli buluyorum.

Kıbrıs meselesinin bugüne kadar çözümsüz kalışının temelinde, Rum tarafının Kıbrıs Türklerinin eşit uluslararası statüsünü reddetmesi vardır.

1968'den beri yapılan ancak bir sonuca varamayan müzakerelere artık sadece ‘dostlar alışverişte görsün’ diye devam etmeyeceğimizi, 2017'de Rum tarafının masayı terk etmesiyle çöken süreç sonrasında ortaya koymuştuk. Bu duruşumuzu Kıbrıs Türk tarafı ile tam bir anlayış birliği içerisinde muhafaza ediyoruz.”

Ucu açık, zamana yayılan ve sonuç getirmeyen müzakerelere devam etmeyeceğiz vurgusu önemli bir nokta.

Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman ise seçim öncesi söylediği ve “ön şartlar” olarak eleştirilen söylemlerini bir kez daha dile getirdi;

"Müzakere olsun diye değil, çözüm olsun diye müzakere edeceğiz. Statükoya bir daha dönülmeyecek bir modelin daha müzakerelerin en başından garanti edilmesi gerekiyor.

Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesini hiç kimse, siyasi eşitliğin pazarlık ya da al, ver konusu yapıldığı, zaman sınırlamasından yoksun, on yıllardır üzerinde defalarca yakınlaşma sağlanan konuların yeniden tartışmaya açıldığı, sonuç odaklı olmayan ve Kıbrıs Türk liderliğinin bir kez daha son dakikada masayı devirmesi halinde statükoya geri dönülmeyeceğinin baştan güvence altına alınmadığı bir yöntemle masaya oturmaya yönelik bir irade olarak algılamamalıdır.”

Aslında özet ve ortak nokta budur, net olarak ortadadır.

Söylem farklılıkları olsa da, ilk görüşmede olabilecek en iyi uzlaşı olmuştur.

Sonuç almaya odaklı, ucu açık olmayan ve çözüm masasının devrilmesi sonrasında, mevcut durumun devam etmemesinin sağlanması.

Rum tarafı hazır mı, samimi mi, şimdi nasıl bir tavır sergileyecek.

Çok kısa bir sürede bunun sorgulanacağı, Erhürman ve Hristodulidis görüşmesi de olacaktır.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları