En başından teyit şarttır
Cumhurbaşkanlığı seçiminin üzerinden bir ay geçti.
İç çalışma düzeni zamanla daha iyi oturacaktır, ama yoğunluk ve konular üzerinde çalışmalar devam ediyor.
Çok önemli bir Türkiye ziyareti gerçekleşti.
Daha önce çok büyük bir eksiklik olan siyasi partiler konseyi toplandı.
Toplantı sonrası, siyasi parti temsilcilerince yapılan açıklamalar, bu konseyin toplanması kadar önemliydi.
Son derece olumlu, ılımlı ve uzlaşı odaklıydı.
Belirli zaman aralıkları ile toplanma kararı alınması da önemlidir.
YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı’nın Kıbrıs Postasına yaptığı şu değerlendirme bunu gösteriyor:
“Hristodulidis’in kabul etmeyeceği unsurlar olmasına rağmen, bizim açımızdan bu 4 madde önem taşımaktadır. Siyasi Partiler Konseyi olarak bu konuda Cumhurbaşkanı Erhürman’a destek veriyoruz. İktidar olarak Cumhurbaşkanı’nı yormayacağız ve süreç boyunca her konuda destekleyeceğiz.”
İç siyasette yakalanacak uyum, Cumhurbaşkanı Erhürman’ın elini güçlendirecektir.
Bunun anlamı, aynı çizgide olmak veya aynı çizgiye gelmek olarak değerlendirilmemeli.
Bu bütünlük bir güçtür.
Cumhurbaşkanı önemli bir adım attı, siyasi partiler konseyi bu anlamda değerli bir adımdır.
Özellikle Kıbrıs sorunu konusunda farklı politikalar güden hükümet partileri de aynı şekilde olumlu bir karşılık vermiştir.
Anlatmanın, şeffaf olmanın, fikir ayrılıklarını en aza indirmenin kazancı toplumsaldır.
Bu iletişim ve diyalogun devam edeceğine inanıyor ve destekliyorum.
Ve beklenen görüşme, Kıbrıslı iki lider Tufan Erhürman ve Nikos Hristodulidis’in dün ara bölgede bir araya gelmesiyle gerçekleşti.
Görüşme sonrası yapılan açıklamalar, ilk görüşmeye göre olumluydu.
Cumhurbaşkanı Erhürman’ın sürecin başından bu yana ortaya koyduğu dört unsurun yanına, on maddelik bir öneri paketini de ekledi.
Süreç görüşmeciler düzeyinde devam edecek, ilerledikçe farklı adımlar gündeme gelecek.
Bir bütünlük içinde gelinecek aşama belli olacak.
Dört unsur konusu, bunlar Rum tarafından çok, BM’ye yapılan hatırlatmalar ve “sözlerinizi yerin getirin” çağrısıdır.
Yani Hristodulidis’in bunlara itiraz etmesi bir şeyleri etkilememeli.
Yeni bir başlangıcın atmosferi, evet, yoktur.
Bu yöntem daha önce kayıtlara girmiş konulardır ve Türk tarafı bunlara dikkat çekmektedir.
Özellikle zaman sınırlaması ve statükoya dönülmeyecek unsurlar, bizim için hayati önemdedir.
Sorunun çözümüne yönelik niyeti ve çabası olacak hiç kimse bunlara “yok” demez.
Daha çok detaya inmek için zaman sorunu var, bu gerçek.
Ancak yapılacak çok iş de vardır.
Dünkü görüşme ve ileriye yönelik hamleler planlanmalıdır.
BM de, AB de, uluslararası platformlarda lobi çalışmaları, sürekli verilen sözlerin hatırlatılması ve takibi.
Türk tarafı hiçbir adımı karşılıksız bırakmadı, fakat öncekiler gibi başarısızlığa ve başarısızlığın tek taraflı olarak bedeline ödemeye tahammül yok.
BM üzerine düşeni yaparak, en başından bazı konuları teyit etmeli; başarısız bir süreç sonunda Kıbrıslı Türklere yönelik haksız izolasyonların kaldırılmasına çağrı yapmalıdır.
En başından karamsar olma niyetim yok, ancak önceki süreçler de benzer şekilde başladı, nasıl bittiği de hatırlardadır.
Bu motive edici bir unsurdur ve gerekçesi de şudur:
“Annan Süreci'nin ardından, dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan, ‘Çözüm iradesi göstermiş olan Kıbrıs Türk halkına uygulanan izolasyonlar için bir gerekçe kalmamıştır’ demiştir; bunun en baştan ve bir kez daha teyit edilmesi şarttır”
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.