En kötü karar, karasızlıktan iyidir
Öncelikle, herkese, hepimize çok çok geçmiş olsun.
Ülkemiz ciddi anlamda bir felaket yaşıyor, normalin üstünde bir yağış var.
Belli ki bu devam da edecek.
Elbette bu saatten sonra geçmişi, hataları konuşmak yersiz.
Ancak belli ki ders alınmıyor ve dönüp dolaşıp aynı konuları konuşmak, yazmak, irdelemek bir yerde kaderimiz olmuş.
Amacımız bundan sonrasını kurtarabilmek.
Birkaç gün sonra, olanlar olup bittikten sonra unutmamak, unutturmamak.
Yani yine, yeni, yeniden, çarpık yapılaşmayı, dere yataklarına yapılan binaları, standartsız yol, kaldırım ve benzeri altyapı yatırımlarını, tekrar tekrar konuşmak gereksiz.
Bir anlamı da, bir getirisi de, manası da yok.
Şimdi herkes birbirini suçlayacak, sorumluluk almama yarışına girecek, önceki zaman ve yöneticileri suçlayacak, çare ve çözüm değil.
Çünkü unutuyoruz, popülizm ve bu anlamda kazanılanlar, her zaman daha cazip geliyor ve kimse bundan vazgeçemiyor.
Her konu da olduğu gibi böylesi meselelerde de iradeli, ileriyi düşünerek, görerek, yıllar sonrasını planlayarak hareket edilse bugün yaşananlar bir daha olmaz.
Vatandaş istemesin, siyasetçi de izin vermesin ve bir klasik söylem, "doğa hata kabul etmez."
Altyapı tabi ki önemlidir ve bu küçücük, yarım yamalak memlekette tam anlamıyla alt yapısı sağlam bir bölge yoktur.
Evet, iklim değişti, dünya bu değişime “kriz” adını verdi ve çözümü bilimsel yaklaşım, proje ve planlama ile arıyor, denemeler yapıyor, biz konuşmaktan öte gidemiyoruz.
Yeri gelmişken altını bir kez daha çizeyim, bu küçük ülkeye bu kadar yapılaşma, beton çok çok fazla.
Plan yok, sistem yok, sonrası ise felaket.
Altyapı anlamında bunlarla boğuşurken, siyasetin etkin ve erken müdahale, karar alma, karasızlıktan kurutulma sorunu da var ki bir kez daha bunu yaşadık, mağduru olduk.
Okullar dünden tatil edilmeliydi, okullarda sorun olmaya bilir, sorun ulaşımda, okullara gidip, gelinmesinde.
Yol ve yerleşim yerlerinde yapılan çalışmaların, daha sakin ve verimli yapılabilmesi için, yollarda yoğunluğun olmaması çok çok önemli.
Okullar tatil edilerek, bu yoğunluk ortadan kaldırılabilirdi, hem de ilk günden.
Hatta çalışma saatleri bile, bu çalışmaları olumsuz olarak etkilememek için yeniden düzenlenebilirdi.
İşin ağırlıklı yükü elbette belediyelerde, bir kez daha belediyelerin gösterdiği özverili çalışmaları kutlamak gerek.
Gece gündüz çalıştılar ve çalışmaya da devam ediyorlar.
Belediyeler inisiyatif, sorumluluk alıp vatandaşı yönlendirdi, okullar konusunda çağrı yaptı, çünkü sahada olan onlar.
Lefkoşa, Gönyeli-Alayköy belediyesi birebir şahit olduğum çok kritik müdahale ve çalışmalarla vatandaşın yanında oldu.
Tabi ki başka bölgelerde ilgili belediyeler de canla başla sahada, vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlamaya çalışıyorlar.
Merkezi hükümet, daha yavaş, daha hantal ve plansız kaldı.
Oysa en kötü karar karasızlıktan iyidir.
Böyle durumlarda, zamanla yarışıyorsunuz.
Tekrardan hepimize geçmiş olsun, üzerimize düşen en başta her yerde çalışan kurumlara, ekiplere yardımcı olmak.
Özellikle yollarda, yoğunluk yaratmamak, tehlikeli yolları kullanmamak, mecbur kalmadıkça sokağa çıkmamak ve kurumların talimatlarına uymak.
Geldiğimiz noktada tek yapabildiğimiz en iyisini temenni etmek.
Umarım bu felaketi en az zararla atlatırız.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.