Prof. Dr. Vamık Volkan'la seçim değerlendirmesi

Yayın Tarihi: 21/10/25 09:20
okuma süresi: 5 dak.

Vamık Hoca'yı tanımayan yoktur. Bir yandan gurur duyduğumuz bir Kıbrıslı Türk, diğer yandan çalışmaları ve düşünceleri ile dünya tarihine geçmiş ve insanı, toplumu, yaşamı anlamamıza sınırsız saytıda katkı koymuş bir psikiyatr ve global kabulle bir politik psikoloji dehası. Ne mutlu bana ki hocam.

Genellikle Virginia'da sabah olduğunda bizde akşam oluyor. Hocamla iletişimimiz uzun yıllardır bizim akşam saatlerinde başlar. Pazar akşamı da öyle oldu. Sandıklar açıklandı bir Kıbrıs sevdalısı olan ve 5 kez de Nobel Ödülü'ne aday gösterilen Vamık Hocam'dan email geldi. 

"Merhaba Ferhat, seçimleri uzaktan takip etmeye çalıştım. Sen sonuçtan memnun musun? Bir değişiklik olacak mı? Düşündüklerini kısaca da olsa öğrenmek isterim. Bizden hepinize selam ve sevgiler. Vamık." 

*

Bu satırları okurken, bir yandan da artık sayıları binleri bulmuş olan dünyanın bir çok yerindeki öğrencilerim merakla benzeri sorular sormaktaydı. Süreci düşündüm ve Vamık Hocama sorusunun cevabını yazdım:

"Sevgili Hocam,

Nasılsınız? Sizden haber almak hep ne güzel, çok özlemişiz sizi. İnşallah sağlığınız yerindedir, her şey yolundadır. Baharda gelip sizi görebilmeyi bütün kalbimle diliyorum. Hocam, sonucu uzun uzun düşündüm. Bu düşüncemde neşe vardı. Şunu söylemem mümkün:

Ersin Tatar kendine özgü, insan ilişkileri güçlü, içten ve zeki bir adam. Son yıllarda Türkiye’nin Kıbrıslı Türkler’deki duygusal imajı özellikle özgürlükler ve demokrasi konusundaki gidişat ve politikaları nedeniyle çok zedelendi. Bu yüzden “Anavatan” vurgusu ve "dini değerler" vurgusu, eskisi kadar karşılık bulmuyor. Ersin Bey’in sırtını çokça dayadığı bu güç de bugünün konjonktüründe gücünü yitirmiş durumdaydı. Kaldı ki Ersin Bey’in desteğini aldığı iktidar partileri de aynı imaj kaybını yaşamaktalar.

Tufan Hoca ise, Ersin Tatar gibi halkın içinden biri. Onu hiç tanımayan bile “Tufan” ya da “Tufan Hoca” diye bahsediyor. Bilirsiniz bu çok önemli. Çünkü kendini halkın yanında, halktan biri olarak hissettiriyor ki öyle. Geçmişte başbakanlık döneminde çalıştığı bazı isimlerde yanılmış olsa da, kendi söylemine hiç ters düşmedi ve arkasına hiçbir dini, ideolojik veya dışarıdan bir desteği almadan sadece halkı aldı. Sevgisini yansıtabilen birisi. Yani bu ülkenin kendi ayakları üzerinde durmasını isteyen bir kişi. Sevgili oğlu Toprak üzerinden aktardığı duyguları herkesin kalbinde yer buldu. “Toprağımdan ve çocuklarımızdan vazgeçmem” söylemi çok etkiliydi.

Ben açıkçası federasyon ya da iki devlet konulu iki barış planının da hatta üretilecek tüm alternatif planların da Rumlar tarafından kabul görebileceğine yönelik zayıf bir umut besliyorum. Bu konudaki söylemlerin seçmende birincil etki yaratmadığını düşünüyorum. 

Dolayısıyla Tufan Hoca’nın bu kadar yüksek bir oy oranıyla — resmi olmayan sonuçlara göre yüzde 63 civarında — seçilmesi, çok güçlü bir meşruiyet demektir. Merhum Denktaş dahi KKTC’nin ilk dönemlerindeki maalesef şaibeli seçimler dışında bu oyu almadı. Bu noktadan sonra Kuzey Kıbrıs halkının Tufan Hoca’nın arkasında durması gerekir. Kaldı ki aynı sorumluluk Tufan Hoca’nın da omuzlarındadır. Ancak ilk gece konuşmasındaki sorumlu devlet adamı duruşu son derece memnun ediciydi. Unutmamak gerekir ki, bu yüzde 63 sadece yerleşik nüfusun değil; sonradan vatandaş olan, göçmen seçmenlerin de desteğini içeriyor. Bu tablo da toplumsal tabanı daha da genişletiyor.

İlk seçim sonuçlarından itibaren dünyadan arkadaşlarım bana “nasıl değerlendiriyorsun?” diye sizin gibi sorduklarında şu cümleyi kurdum: Ben Ersin Tatar’ı da, babacığını da tüm ailesini de tanırım ve severim. Hatta kendisinin ve babasının biyografi kitaplarının yazarıyım. Fakat bu konjonktürde Tufan Hoca’nın aldığı oylar, anneciğinin ak sütü gibi kendisine helaldir.

Bir de not: Siz nasıl düşünürsünüz çok merak ediyorum ama içimden Tufan Hoca’ya bir öneri sunmak geliyor. İlk faaliyet olarak Annan Planı’nı noktasına virgülüne dokunmadan yeniden gündeme getirmesi önerisi. Dünyanın, Rumların, Türkiye’nin ve elbette bizlerin samimiyetini ölçecek ve belki de artık en azından ne olup ne olamayacağını gösterecek bir adım olur. Acaba siz ne düşünürsünüz?

Sevgiler selamlar canım hocam.

Ferhat"


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları