Uygulamada “başkanlık” sistemi 

Yayın Tarihi: 14/09/22 07:00
okuma süresi: 4 dak.

Ulusal Birlik Partisi, bu ülke siyasetinde bir lokomotiftir. 

Elbette diğer siyasi partileri ayırmıyorum, tüm siyasi partiler, temsili demokrasinin birer unsurudur, olmazsa olmazıdır. 

Bu noktada, UBP ve CTP kitlesel farklılıkla, demokrasimizin önde olan, önde giden, ileriye taşıma kapasitesi olan siyasi örgütlenmelerimizdir. 

UBP en fazla iktidar olan, iktidarda kalan, geniş örgütlü siyasi yapıdır. 

UBP Başkanı, potansiyel başbakan ve Cumhurbaşkanı adayıdır. 

Bu sebeple, UBP içinde siyaset yapmak, makama daha yakın olmak, siyasette hedef edinilen yere daha hızlı ulaşmak ve kalıcı olmaya yakın olmak demektir. 

Bu yüzden tüm iç dengeler sürekli yerinden oynuyor. 

Bir yarış ki sürekli devam ediyor, aktörler, yarışanlar değişiyor, yarışın amacı değişmiyor. 

Bu yüzden her türlü olumsuzluk karşısında, aslında bir şey olmamış gibi, yeniden, kalınan yerden devam ediliyor, geçmiş unutulmasa da sorun edilmiyor. 

Peki, bundan sonra taşlar yerine oturur mu? 

Faiz Sucuoğlu, UBP içinde en güçlü isimdi. 

İsimdi diyorum, çünkü bugün için kimin güçlü olduğu, parti içinde, tabanda kimin onay aldığı net değil. 

Faiz Sucuoğlu, rekor oyla başkan seçildiği kurultaydan sonra, bugüne gelirken, gücünü, oy oranını, korudu mu, kayıp mı etti? 

Bu belli değil. 

Ünal Üstel, önce başbakan sonra parti başkanı oldu. 

Şimdi yükü daha ağır ve değişimi, kendini, hem ülkeye, hem de parti üyesine kabul ettirmek yine kendi elinde. 

Pazar günü yapılan kurultayda, genel sekreter Oğuzhan Hasipoğlu

"Onlar eleştirir, UBP reform yapar" vurgusunu yaptı. 

Belediyeler konusunda, bir ısrar ve acelecilik var. 

Kamu reformu, ilerleyen günlerde, ciddi şekilde gündeme gelecek. 

KIB-TEK, limanlar, telefon dairesi, başka alanlarda önemli kararlar alınacak. 

Önemli olan, uzlaşı aranacak mı, yoksa belediyeler konusunda olduğu gibi, her adımda krizler mi yaşanacak. 

Öncelik gerçekten ilerletmek, güncellemek mi, yoksa siyasi öncelikler mi, bunları göreceğiz. 

Bugüne bakarsak, AKP iktidarıyla Türkiye’nin, başkanlık sistemine geçmeden önceki yönetim şeklinin, KKTC de uygulamaya konduğunu görüyoruz. 

Mesela, anayasa mahkemesinin, belediye seçim tarihi ile ilgili iptal kararına atıfla, cumhurbaşkanı Tatar;  

“Anayasa Mahkemesi'nin yerel seçimlerin ertelenmesine ilişkin yasayı iptal etmesi sonrası, kararı saygı ile değerlendiriyoruz. Süreci mantıklı şekilde yürütmek görevimiz.” 

Bu değerlendirme, yürütmenin bir tarafına ait gibi. 

Cumhurbaşkanı, hükümet ve UBP genel başkanlığı, yürütmenin bir parçası gibi hareket alanına sahip. 

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Bakanlar Kuruluna başkanlık ediyor. 

Bunda bir sıkıntı yok, ancak, bu belirli zamanlarda, belirli koşullarda yapılan bir uygulama idi. 

Son zamanlarda rutin bir hale geldi. 

Ve tabi ki eleştiriler de başladı. 

Yasal zemini olmayan bir başkanlık sistemine geçiş yapılmış gibi. 

Yine anayasa, yasalar zorlanabilir, çok daha ateşli tartışmalara tanıklık edebiliriz. 

“Reformlar” derken, kendimizi bir “başkanlık sistemi” tartışmasının içinde bulabiliriz. 

Üstelik birdenbire ansızın, aniden. 

Son olarak şunu da eklemek isterim; 

Cumhurbaşkanı Tatar’a bu konuyu sordum. 

Böyle bir gündem olmadığını, siyasetin daha iyi çalışabilmesi için, ilerleyen zamanlarda, bu konunun tartışılmasının, daha sağlıklı olacağını düşündüğünü söyledi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları