En önemli motivasyon “Kıbrıs doğal gazı” olmalıdır
Türkiye Cumhuriyeti, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 6 yıllık bir aradan sonra, Yunanistan'ı ziyaret etti.
Yunanistan'ın başkenti Atina'ya, Türkiye-Yunanistan Yüksek Düzeyli İş birliği Konseyi'nin (YDİK) beşinci toplantısına katılmak için giden Erdoğan, ziyaret öncesi Kathimerini gazetesinin sorularını cevapladı.
İki ülke arasında ki sorunların diyalogla çözülebileceğine dair mesajlar veren TC Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs sorunu ile ilgili de önemli açıklamalar yaptı.
Kıbrıs'la ilgili bölümü paylaşıyorum;
"Biz enerjinin tüm ülkeler ve toplumlar arasında iş birliği ve ortak kazanım unsuru olduğunu düşünüyoruz, uyuşmazlıkları diyalog yoluyla çözmek istiyoruz. İş birliğini tercih ediyoruz ve buna hazırız. Bu nedenle daha önce iki defa kapsayıcı nitelikte Doğu Akdeniz'deki fırsatlar için konferans düzenlenmesini önermiştim.
Maalesef, başta AB buna sessiz kaldı. Sessiz kalmak sorunları çözmüyor. Keza, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Ada'da kapsamlı çözüme kadar rezervlerin ortak işletimi ve gelir paylaşımını önerdi ve biz de bu öneriyi destekliyoruz. Bölgede başka ülkeler de bu yönde ilerlerken, Ada'daki iki taraf neden iş birliği yapamasın? Ege'de de iş birliği yapabileceğimiz pek çok konu var. Her şey halklarımızın ve sonraki nesillerimizin huzur ve refahı için."
Kıbrıs sorunu gelinen aşamada, tamamen oluruna bırakılmış durumda.
Adım atmadan, hiçbir sorunun çözülme imkânı yok.
Diyalogu zorlayacak adımlar, ne Türk, ne de Rum tarafından atılmıyor, zorlanmıyor.
İş birliği alanları terkedilmiş, öncelik değil, önemsenmiyor.
Kıbrıs sorununun çözümü, iki tarafın uzaklığı nedeniyle, model olarak da çok uzak.
Model olarak derken, federasyon, iki devletli, konfederasyon, model her ne ise, hepsi uzak.
Hepsi tıkanmış.
Bu tıkanıklığın, tek tarafı yoktur.
Bunu iyice anlamak gerek.
Ama bu ilelebet sürdürülecek bir duraksama da değil.
Sadece Türk tarafı veya sadece Rum tarafı düşünülmemeli, bu tıkanıklık iki tarafın da katkısı ile ortaya çıktı.
Bir taraf sadece Türk tarafını, bir taraf sadece Rum tarafını sorumlu tutuyor, suçluyor, iç siyasete malzeme yapıyor.
Son derece yanlış bir bakış açısı.
Sorun tek taraflı zorlanamayacağı gibi, tek taraflı çözüm de bulunmayacak.
İş birliği konuları hızlıca ve öncelikli olarak belirlenmeli, yol haritası buralardan başlamalı.
Tabi ki konu sadece Türk tarafında değil, Rum tarafında da tartışılmalı.
Bir AKEL açıklaması;
"AKEL, diyaloğun başlaması için dört maddelik öneriyi Cumhurbaşkanı Hristodulidis’e sunmuştur. Olumlu gündemin temel unsuru, bölgenin enerji konuları ve Kıbrıs doğal gazı olmalıdır."
Çıkış ve başlangıç noktası, karşılıklı çıkar noktası, enerji kaynaklarında iş birliği olabilir.
Ortak kazanç noktasını en üst seviyeye çıkarabilecek motivasyon şuan için budur.
Bu gündeme alınmalı.
Türkiye Cumhuriyeti, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Doğu Akdeniz'deki fırsatlar için konferans düzenlenmesi" önerisi üzerinde çalışma yapılmalıdır.
Yunanistan ve Türkiye arasında, özellikle 6 Şubat depremi sonrası yardımlaşma ile oluşan olumlu hava ileriye gider, yeni bir dönem ve medya da iddia edildiği gibi "temiz sayfa" açılır mı?
Onu göreceğiz, ancak Kıbrıs sorunu konusunda yeni dönemin, yeni motivasyonlarla başlaması tek yol gibi görünüyor.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.