Bir ağaç gibi hatırlamak
Sabah evden çıkarken gökyüzüne bakmadan telefonu kontrol ediyoruz artık.
Hava nasıl diye değil, gündem ne diye bakıyoruz.
Bir yaprağın sararması, bir kuşun ötüşü, bir sabah serinliği — hepsi sanki eskiden yaşanmış bir hayatın hatırası gibi kaldı.
Oysa bir zamanlar doğa, bizim arka planımız değil, hikâyemizin kendisiydi.
İnsan, unuttukça kirleniyor.
Toprağı değil, kendi sesini kirletiyor önce.
Arabasının motor sesi, market poşetinin hışırtısı, klimadan gelen uğultu...
Hepsi bir tür iç gürültüye dönüşüyor.
Ve biz, kendi sessizliğimizi duyamadığımız için, doğayı değil, kendimizi kaybediyoruz.
Bir çocuğa “yağmur nasıl kokar?” diye sorsan, çoğu bilemez artık.
Çünkü yağmurun sesi camdan değil, telefondan geliyor.
Ama yine de, insanın içinde bir özlem kalıyor —
çam kokusuna, rüzgârın yüzü okşayışına, suyun dürüstlüğüne…
Doğa, bizi affetmeye hazır bekleyen eski bir dost gibi aslında.
Biz yeter ki yeniden “selam” diyelim.
Bir ağacın gölgesine oturmak, sadece serinlemek değildir.
O ağacın yıllar boyunca tuttuğu toprağa, beslediği kuşlara, taşıdığı rüzgâra ortak olmaktır.
Bir ağacı anlamak, sabrı anlamaktır;
çünkü o, hiç şikâyet etmeden büyür.
Sadece kök salmayı ve sessizce yaşamayı bilir.
Belki de dünyayı kurtarmak, slogan atmakla değil,
bir ağacın gölgesinde on dakika susabilmekle başlar.
Belki de en büyük çevrecilik, bir plastiği geri dönüştürmek değil,
bir alışkanlığı değiştirmektir.
Mesela her gün bir şey almak yerine, bir gün hiçbir şey almamak.
Ya da bir çocuğa, bir çiçeğe nasıl dokunulacağını öğretmek.
Doğa bizden intikam almıyor;
sadece bize benzemeye başlıyor.
Biz ne kadar sabırsız, telaşlı ve bencil olursak, o da o kadar hırçınlaşıyor.
Rüzgâr, yağmur, sıcaklık… Hepsi bir dil aslında.
Ama biz hâlâ duymuyoruz.
Bir gün şehirden uzaklaşıp bir ağacın yanına oturduğunda,
ona hiçbir şey sorma.
Sadece bekle.
Çünkü doğa, konuşmadan da anlatır.
Ve belki o zaman hatırlarsın:
Toprak bizim altımızda değil, biz onun içindeyiz.

Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.